Bayındır Memur-Sen 5. Türkiye Buluşması büyük coşku ve heyecanla gerçekleştirildi. Programın açılış konuşmasını gerçekteştiren Genel Başkan Tufanoğlu, “Mücadelemizi yeni, kazanımlarla taçlandırmaya, sorunları çözmeye, beklentileri karşılamaya devam edeceğiz” dedi.
Antalya’da gerçekleştirilen Memur-Sen 5. Türkiye Buluşmasına Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Genel Başkanımız Soner Can Tufanoğlu, Genel Sekteretimiz Fikret Onhan, Genel Başkan Yardımcılarımız Taner Düzgören, Levent Tosun ve Gökhan Şimşek, sendikamızın şube başkanları, il temsilcileri ve çok sayıda davetli ile teşkilat mensubumuz katıldı.
Bayındır Memur-Sen teşkilat mensuplarına hitap eden Genel Başkanımız Soner Can Tufanoğlu, 5. Büyük Türkiye Buluşması’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, tüm teşkilat mensuplarını tebrik etti.
''Haklıyı güçlü kılmak için geliyoruz dediğimizde, haklının yanında durarak bizleri yalnız bırakmayan,
Bu kutlu dava içi büyük ideallerimiz var dediğimizde bizlere inanan
Sendikamızın geleceğini birlikte inşa edeceğiz dediğimizde koyduğumuz hedeflere ulaşmak için var gücüyle çalışan,
Sendikamıza çağ atlatmak için birlikte yeni zirvelere dediğimizde bizlere büyük destek veren,
Tam 11 yıldır yürüdüğümüz bu yolda büyük fedakarlıklar yaparak bizlere güç veren, gönül veren siz değerli kardeşlerime yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
İnsanlık olarak bir yol ayrımının arifesindeyiz.
Ya emperyalizme, kapitalizme boyun eğip insanlığa veda edeceğiz
Ya da direnecek, adil bir dünyayı hep birlikte kuracağız.
Çünkü emperyalizmin, kapitalizmin ve siyonizmin kurduğu tek dünyacı düzen,
İnsanlığı savaşlarla, katliamlarla, soykırımlarla yok ediyor.
Açlıkla, fakirlikle yok ediyor.
Kültürel soykırım yaparak yok ediyor.
Hakikate savaş açarak yok ediyor.
Dünyanın bütün serveti bir avuç siyonistin, kapitalistin elinde toplanmış durumda.
Bütün dijital platformlar bunların tekelinde.
Parayı da, ahlakı da, kültürü de, inancı da bunlar kontrol ediyor.
Gazze'de on binlerce kardeşimizi katleden bunlar.
Bakın, Gazze sağlık bakanlığı verilerine göre bugüne kadar cesedine ulaşılmış Gazzeli şehitlerimizin sayısı 70 binden fazla.
BM Özel Raportörü "Gazze'deki gerçek ölü sayısı 680 bin olabilir" diyor.
Bu vahşete sebep olanlar, Gazze'de soykırım uygulayan katiller
Utanmadan barış kahramanı gibi davranıyorlar.
Ama onların bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı var.
İşte 2,5 milyon insana her türlü vahşeti reva gören Siyonist katiller
Dünyanın en ölümcül silahlarıyla saldırdıkları Gazze'nin kahramanları karşısında amaçlarına ulaşamadılar.
Gazze bize gösterdi ki imanın, samimiyetin karşısında hiçbir güç direnemez.
Gazze; insanlığın yüz yıllardır özlemini çektiği kahramanlık hikayesinin yazıldığı yerdir. Siyonizmin, kapitalizmin ve emperyalizmin diz çöktüğü topraklardır Gazze.
Bizler Memur-Sen ve Bayındır Memur-Sen olarak,
Her zaman Gazzeli kardeşlerimizin yanında durduk,
Mücadelesine eylemlerimizle, mitinglerimizle, boykotla omuz verdik,
Siyonizme karşı direnişin ve haysiyetin sesi olmaya gayret ettik.
Rahmetli Erbakan Hocamızın ifadesiyle "Filistin bizim için coğrafi değil, imani bir meseledir."
Bizim için zulme karşı direnen Gazzeli kardeşlerimiz insanlığın haysiyeti, Müslümanların şerefidir.
Kudüs işgalden kurtuluncaya dek,
Filistin özgür oluncaya dek,
Siyonizme karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
2014 yılında yönetimi devraldığımız gün ortaya koyduğumuz "istişare", "şeffaflık" ve "adalet" ilkelerine bağlı olarak mücadelemizi sürdürüyoruz.
O gün yeni yönetimimizle yola çıktığımızda;
11.000 civarında üyemiz vardı.
Bugün 22 bin üyeyi aştık, hizmet kolumuzdaki sendikalı memurların yüzde 60'ını üye yaptık.
Hiç şubemiz yoktu. Daha kurumsal ve daha güçlü bir teşkilat yapısı için şubeleşme sürecini başlattık ve bugün 20 şubeye ulaştık.
Gayrimenkul olarak Ankara Necatibey'de iki apartman dairemiz, iki aracımız vardı.
Bugün Memur-Sen Genel Merkez binasında mülkü bize ait hizmet binamızı satın aldık.
Ayrıca Türkiye'nin farklı yerlerinde mülkü sendikamıza ait gayrimenkul yatırımlarımız oldu.
300 üyeyi geçen İl ve Şube Başkanlıklarımıza ve Genel Merkezimize 29 araç alımı gerçekleştirdik.
Göreve gelmeden önce Ankara'ya Bayındır Memur-Sen Oteli hayalimiz vardı,
Göreve gelince hayalimizi gerçeğe dönüştürdük.
Böylece, bugünün parasıyla 10 milyon TL olan sendikamızın özkaynaklarını 350 milyon TL'ye çıkardık.
Akademik düzeyde, bilimsel çalışmalarla sorunlarımızı ortaya koymak, çözüm önerileri geliştirmek için Bayındır Akademi'yi kurduk.
Yaptığımız saha araştırmaları, kitaplar ve odak analizlerle sadece sorunu gösteren değil çözümü de üreten bir emek hareketi haline geldik.
Sendikamızın iktisadi işletmesi olan MESYET'i etkin ve güçlü bir yapıya kavuşturduk.
Hizmet alanımızda faaliyet gösteren işçilerimizin hem mesleki yeterlilik hem de iş sağlığı güvenliği alanında belgelendirilmesini sağladık.
MESYET'İ 60.000 belgelendirme ile kendi alanında ülkemizin ilk üç kuruluşundan biri haline getirdik.
Buradan elde ettiğimiz gelirlerle mali yapımızı daha da güçlendirdik.
İl temsilciliklerimizin ve şube başkanlıklarımızın mali yapısını güçlendirmek için geri dönüşüm avanslarını %50'ye çıkarttık.
İl ve Şube Başkanlarımıza huzur hakkı ödemesini başlattık.
Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarına hazırlanan üyelerimize destek için ücretsiz online eğitim imkanı sunduk.
Yine üyelerimize hukuki anlamda destek olabilmek için sendikamız bünyesinde hukuk müşavirliği kurduk.
Kadınların çalışma hayatındaki sorunlarını çözmek, sendikalı kadın sayısını artırmak, sendikalı kadın olgusunu sendikacı kadın olgusuna dönüştürmek için Kadınlar Komisyonumuzu kurduk ve illerde teşkilatlanmasını sağladık.
Hepinizin yakından takip ettiği 8. Dönem Toplu Sözleşmeyi geride bıraktık.
Toplu pazarlık süreci boyunca duruşumuz, gayretimiz, süreç yönetimimiz taraflı tarafsız herkesin takdirini topladı.
Talep toplamadan, teklif hazırlamaya,
Pazarlık boyunca eylemlerden basın açıklamalarına,
İş bırakmadan miting ve yürüyüşe,
Kullandığımız söylemden, medya-sosyal medya çalışmalarına varıncaya kadar
Haklarımızı en güçlü şekilde savunduk,
Sesimizi tüm Türkiye'ye duyurduk.
Ama ne yazıkki kamu işvereni büyük bir yanlışa imza atarak haklı taleplerimize gözlerini ve kulaklarını kapattı.
Kamuda aynı işi yapan fakat statüsü farklı olan çalışanlar arasında adaletsizlik oluşturarak iş barışını bozdu.
Kamu işvereninin bu adaletsiz tutumuna karşı Hakem'e başvurmayarak toplu sözleşme sistemindeki çarpıklığı protesto ettik,
Toplu sözleşme tarihinde ilk kez hakeme kamu işvereni başvurmak zorunda kaldı.
Süreci siyasallaştıranların Hakeme üye göndermeyin baskılarına karşı
Tutanakla kayıt altına aldığımız 58 kazanımı korumak, süreci belirsizliğe terk etmemek için Hakem'e üye gönderdik ve 65'e çıkardığımız kazanımlarımızı karar altına alır almaz heyeti terk ettik.
Gösterdiğimiz dik duruşla adeta tarih yazdık.
Hem kazanımlar elde ettik hem de kamu işverenini ve hakemi gerçeklerle yüzleştirdik.
Bu süreçte ortaya koyduğunuz irade, kararlılık ve coşku için hepinize yürekten teşekkür ediyorum.
Bugüne kadar 8 kez toplu sözleşme masasına oturduk, bunların 4'ü mutabakatla 4'ü uyuşmazlıkla sonuçlandı.
Toplu sözleşme masasının çarpıklığına, hakem heyetinin adaletsiz dağılımına ve 4688 sayılı sendikalar kanununun tüm eksikliklerine rağmen, çalışanlarımız için önemli kazanımlar imza attık.
- Hizmet kolumuzdaki tüm çalışanlar için giyim yardımı kazanımı elde ettik.
- Hizmet kolumuzdaki çalışanlarımız için fazla mesai ödemelerini hayata geçirdik.
- Hizmet kolumuzdaki kamu görevlilerine ilave araç kullanımları halinde ödeme yapılmasını sağladık.
- AFAD çalışanlarına risk tazminatı verilmesini sağladık.
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çalışanlarına denetim tazminatı kazanımı elde ettik.
- Karayolları çalışanlarına kar tazminatı verilmesini sağladık.
- Tapu ve Kadastro çalışanlarımızın hayali olan, çalışanlara döner sermayeden pay verilmesini hükme bağladık.
- AFAD ve Karayolları çalışanlarına yemek yardımı elde ettik.
- Milli Emlak ve Kadastro çalışanlarına tazminat ödenmesini hayata geçirdik.
- İller Bankası çalışanlarımızın kanayan yarası olan kontrollük ve sigorta gelirlerinin çalışanlara ödenmesi için katkıda bulunduk.
Bu kazanımları nasıl elde ettiysek, çözülemez denilen sorunları nasıl çözdüysek,
Önümüzde duran diğer sorunları çözecek olan da yine biziz.
Elbette her istediğimizi alamamış olabiliriz ama bilinmeli ki her kazanımımızda emeğimiz, alın terimiz ve mücadelemiz vardır.
Toplu Sözleşmeyi geride bıraktık, şimdi yeni bir mücadele zamanı.
Kazanımlarımızın mürekkebi kurumadan, biz, yeni kazanımlar için kolları sıvadık, çalışmaya başladık.
4688 sayılı sendika yasamızın değişmesi için Memur-Sen olarak ciddi çalışmalar yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
Grev ve dayanışma aidatının olduğu,
Örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırıldığı,
Adaletli bir hakem sisteminin tesis edildiği,
Pazarlık süresinin uzatıldığı, kapsamın genişletildiği, tutanak sisteminin geliştirildiği,
ILO normlarında bir mevzuata kavuşuncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Mühendislik Meslek Kanunu çıkarılmasını da,
1. dereceye 3600 verilmesini de,
Vergi diliminin yüzde 15'e sabitlenmesini de,
Ve diğer bütün sorunlarımızın çözülmesini de inşallah hep birlikte sağlayacağız.
Biz 50 bin hizmet kolu çalışanımızın, 4 milyonu aşan kamu görevlisinin, 2 buçuk milyon memur emeklisinin emanetini taşıyoruz,
Yükümüzün ağırlığının, mesuliyetimiz büyüklüğünün idrakindeyiz.
Çözüm bekleyen sorunların da, çözümü bizden bekleyen milyonların da farkındayız.
Bunun için durmak, beklemek, oyalanmak gibi lüksümüz yok.
Çalışmak, çok çalışmak, daha çok çalışmak zorundayız.
Niceliğimizi artırmak, cesametimizi büyütmek, kapasitemizi artırmak zorundayız.
Boş işlerle, tartışmalarla, zamanımızı heba edemeyiz.
Bu mücadelede her bir kişi, her bir üye önemlidir.
Bir söz vardır: "Bir çivinin düşmesi, bir nalı eksik bırakır. Bir nalın eksikliği, bir atı kaybettirir. Bir atın düşmesi, bir komutanı yıkar. Ve bir komutanın kaybı da bir savaşı kaybettirir."
Biz bunun bilincinde bir teşkilatız.
Üyemizden ve teşkilatımızdan aldığımız güçle,
23 yıllık birikim ve tecrübeyle
Örgütlü gücümüz, yürekli teşkilatımızla geleceğe yürümeye, umudu büyütmeye, hayalleri gerçeğe dönüştürmeye devam edeceğiz.
Daha güçlü bir Bayındır Memur-Sen için,
15 Mayıs 2026 tarihine kadar üye sayısında hedefimiz olan 25 bine ulaşmak için
Ziyaret etmediğimiz, elini sıkmadığımız, derdini dinlemediğimiz çalışanımız kalmayana kadar sahada ter akıtacağınıza yürekten inanıyorum.
İş yeri temsilcisinden il temsilcisine, şube yönetiminden üyeye Bir makinenin dişlileri gibi uyum içinde çalışacağınıza güvenim tam.''
Konfederasyon Genel Başkanımız Ali Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine değinerek toplu sözleşme masasına; gelir dağılımında adaleti, kamuda ücret dengesini, çalışma barışını sağlayacak adil ve makul tekliflerle gittiklerini ifade etti.
“Emekten gelen gücümüzü ortaya koyduk, mücadelemizi büyüttük”
8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine değinerek sözlerine başlayan Yalçın, toplu sözleşme masasına; gelir dağılımında adaleti, kamuda ücret dengesini, çalışma barışını sağlayacak adil ve makul tekliflerle gittiklerini ifade etti.
Ali Yalçın, memuru ve emekliyi yok sayan, kamuda bozulan ücret dengesini düzeltmek için hiçbir adım atmayan Kamu İşveren Heyeti’nin tekliflerine karşı Türkiye’nin 81 ilinde basın açıklamaları yaptıklarını, her ilde ‘Memur ve Emekli Nöbette’ eylem çadırlarıyla milletle buluştuklarını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde protesto eylemleri düzenlediklerini, Ağustos sıcağında Anadolu Meydanı’nda 25 bin kamu görevlisiyle miting gerçekleştirdiklerini, ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yürüdükleri, ülke genelinde iş bırakma kararını yüz binlerce kamu görevlisinin katılımıyla uyguladıklarını, emekten ve üretimden gelen güçlerini ortaya koyduklarını, mücadeleyi büyüttüklerini vurguladı.
Çabalarının, 10 hizmet kolunda 288, genele ilişkin bölümde 68 olmak üzere toplamda 356 maddenin bağıtlandığını, ancak oransal zam, taban aylığa artış, refah payı, ilave bir derece, ailenin güçlendirilmesi, gelir vergisinin yüzde 15’e sabitlenmesi gibi kamuda ücret dengesini ve gelirde adaleti sağlayacak, aileyi koruyacak, iş aile hayatı uyumunu sağlayacak, özellikle emeklilere nefes aldıracak taban aylığının daha fazla artırılmasını sağlayacak temel maddelerde ise uzlaşma sağlayamadıklarını hatırlatan Yalçın, uzlaşmazlıkla sonuçlanan 8. Dönem Toplu Sözleşme’yi Hakem Kurulu’na götürmediklerini, Kamu İşveren Heyeti’nin götürmesi üzerine, kazanımları teminat altına alınca Hakem Kurulu’ndan çekildiklerini söyledi.
“Kamuda çalışanlar arası ücret dengesi sağlanmalıdır”
Gelirde adaletin, kamuda çalışanlar arası ücret dengesinin bozulduğuna dikkati çektiklerini dile getiren Yalçın, hükûmetin doğrularını söylemek yerine hükûmete doğruları söylediklerini, hükûmetin doğrularına karşı doğruları haykırdıkları, gerçekleri ve doğruları her ortamda söylemeye de devam edeceklerini vurguladı.
“4688 sayılı kanunun evrensel hukuk ve ILO normlarına uygun bir şekilde değiştirilmesi elzemdir”
“Evrensel bir hak olan toplu pazarlık hakkının işlevselliği konusunda 4688 sayılı kanun önümüzde bir engel olarak durmaktadır” diyen Yalçın, “Toplu sözleşme masasında yaşanan tıkanmaları, Hakem Kurulu’nun adil ve hakkaniyetli karar almaktan uzak yapısını ve işleyişini, kamu görevlileri ve emeklilerin beklentilerini detaylı bir şekilde kamuoyuyla paylaştık. Emek, alın teri ve hak mücadelesinde her zaman olduğu gibi kararlı duruşumuzu sürdüreceğiz. 4688 sayılı kanunun kamu görevlileri sendikalarını içine soktuğu dar boğazın, evrensel hukuk ve ILO normlarına uygun bir kanun değişikliğiyle aşılması için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.