Darbeci zihniyete, vesayete karşı düzenlediği ortak akıl mitingleriyle hayır dediklerini ifade eden Genel Başkanımız Tufanoğlu, ''Bin yıl sürecek dedikleri, tehditle, korkutmayla yıldıracaklarını düşündükleri 28 Şubat post modern darbesine, Başörtü zulmüne son veren sendikayız. Emperyalist düzenin kirli kalemlerinin ülkemizde kendi yazdığı kendi oynadığı tüm oyunları bozup Gezi’de faiz lobisine dur diyen, 15 Temmuz’da hain kalkışmaya karşı milli iradenin yanında ön saflarda yer alan sendikayız. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınında da devletimizin ve milletimizin yanında yer alarak “şimdi vefa zamanı” diyen,  “biz bize yeteriz” kampanyasına 10 milyon TL bağışta bulunarak sendikacılıkta emek ve özgürlük mücadelesini verirken, vefasını kaybetmeyen sendikayız. 2021’in yaz aylarında ülkemizin muhtelif yerlerinde yaşanan ve ciğerlerimizin yandığı orman yangınlarında, ormanlarımız yeniden yeşersin diye yaklaşık 3 milyonluk yardım yapan sendikayız. Ülkemizi derinden sarsan 6 Şubat depremlerinde, depremin yaşandığı ilk andan itibaren gerek Memur-Sen arama kurtarma ekiplerimizle gerekse düzenlenen yardım kampanyalarıyla depremzede kardeşlerimizin yanında olan, yaralarını sarmaya çalışan sendikayız'' ifadelerini kullandı.

Filistin'de yaşanan terör devleti İsrail'in zulmüne yönelik konuşan Tufanoğlu, ''Zulme karşı direnen Filistinli kardeşlerimiz bizim şerefimizdir. Tarih, katil İsrail’in katlettiği binlerce masum çocuğu ve kadını unutmayacak, unutturmayacağız. Biz unutursak Filistin ağlayacak, biz unutursak Gazze ağlayacak. Gazze; öz yurdunda parya olanların, soykırıma maruz kalan kardeşlerimizin yurdu. Gazze, şartların eşit olmadığı namussuzca ve acımasızca bir soykırımın olduğu yer. Bugün Gazze Müslümanların ve insanlık vicdanının sınavıdır. Gazze düşerse insanlık onurumuz, Gazze düşerse iffetimiz düşecek. Müslümanlar olarak uyumayacak, unutmayacağız. Peygamber Efendimizin vasiyetine ve kardeşine sahip çıkacak, Mescid-i Aksa’nın kandillerini söndürmeyeceğiz'' dedi.

Geçtiğimiz yerel seçimlerden sonra bazı CHP ve HDP belediyelerinde yaşanan emekçi kıyımına tepki gösteren Tufanoğlu, “31 Mart seçimlerinden sonra emekçilere yapılan yıldırma, mobbing ve baskıdan sonra Antalya Belediyesi’nin önünde iki bin kişiyle eylem yapmak zorunda kaldık. İzmit Belediyesi’nin önünde eylem yaptık. Esenyurt’ta, Odunpazarı’da eylem yaptık. Adana’da 468 sözleşmeli memuru kapının önüne koydular. Büyükşehir belediyesinin önünde 2022’ye girerken gece biz orada avazımız çıktığı kadar eylemle sesimizi duyurmaya çalışıyorduk. 25 kişiyi attılar işten. Konuyu mahkemeye taşıdık, mahkeme işe iade kararı verdi. Bir daha attılar bir daha mahkemeye taşıdık sonra tekrar attılar. 31 Aralık itibariyle 25 emekçiyi tekrar kapının önüne koydular. İşçi sayılarını söylemiyorum. İki satır yazıyla, görülen lüzum üzerine işinize son verdik dediler. Biz orada eylem yaptığımızda eğer bu durumu düzeltmezseniz Ankara’ya kadar yürüyeceğiz dedik. Bolu Belediyesinde atılan 90 işçi için önce çadır kurup, Memur-Sen ailesi olarak 1500 üyemizle onları Kahraman Kazan’da karşılayıp bizim soyadımız memur, ama ikimizin de adı emekçi diyerek dayanışma gösterdik. Yıldırmalara karşı mücadelemizi sürdürdük. Bilişim uzmanını hayvan barınağına sürdüler.